Basiretli Olmak Ne Anlama Gelir? Kahve Falından Daha Fazlası
“Basiretli olmak” deyince aklınıza ne geliyor? Kahve fincanındaki telveden geleceği okumak mı, yoksa markette üç al iki öde kampanyasına kanmamak mı? Aslında basiretli olmak, hayatın karmaşasında akıllıca seçimler yapabilmek, olayları sadece görünen yüzüyle değil, derinliğiyle değerlendirebilmek demek. Ama gelin görün ki, işin içine mizah katınca, bu kavramın günlük hayattaki hâli bambaşka görünüyor.
Erkeklerin Stratejik Basiret Arayışı
Erkekler için basiret, çoğu zaman “kriz anında çözüm bulabilmek” anlamına geliyor. Mesela televizyon kumandası kaybolduğunda Sherlock Holmes’ten daha analitik olup koltuk minderlerini didik didik eden erkekler var. Onlara göre basiret, “durumu kontrol altına almak”tır. Stratejik düşünür, çözüm üretir, sonra da büyük bir zafer kazanmış gibi, “Gördün mü, ben buldum!” diyerek evde kahramanlık turu atar.
Ama kabul edelim: O kumandayı aslında kadınlar zaten görmüş, sadece biraz sabır testine bırakmış olabilirler.
Kadınların Empatiyle Sarmalanmış Basireti
Kadınlar için basiret biraz daha farklı çalışıyor. Onlar genelde ilişkilerde, duygularda ve sosyal dengelerde basiret gösteriyor. Bir arkadaşının ses tonundaki en ufak değişimi fark edip “Bir şey mi oldu?” diye sorabilen kadınların bu becerisi, aslında hayatın sosyal ağlarını ayakta tutuyor. Yani basiret, kadınlarda sezgiyle empatiyi karıştırıp ortaya tam kıvamında bir “hayat rehberliği” çıkarıyor.
Mesela bir misafir geleceğinde, erkek “Yeter ya, iki tabak da yetmez mi?” diye düşünürken, kadın basireti devreye giriyor: “O misafir çayı şekerli içiyor, tatlıyı da daha çok seviyor.” İşte bu detaycılık, ilişkileri güçlendiren bir toplumsal süper güç!
Gündelik Hayatta Basiretin Komik Yansımaları
Basiretli olmak bazen de yanlış anlaşılabiliyor. Örneğin, pazarda “Şu domatesler çok parlak, kesin hormonludur!” deyip daha solgun olanını seçmek… Ya da yeni yıl indirimi diye hiç ihtiyacınız olmayan üçüncü bir elektrikli süpürge almak… Sonra da “Basiretli davrandım, fırsatı kaçırmadım” diye kendini avutmak!
Basiret, bazen de hayatın küçük sürprizlerinde gizlidir. Bir otobüse binip en köşedeki koltuğu seçmek, yanınıza beş durak boyunca konuşmayı hiç bırakmayan bir teyze oturunca, “Keşke ortadakini seçseydim” dedirtir. İşte bu da basiretli olamamanın canlı bir örneği.
Basiret ve Toplumsal Boyutu
Mizahi yanını bir kenara bırakırsak, basiret aslında toplum için de çok önemli. Bir liderin basiretli olması, sadece bugünü değil, yarını da düşünmesi demektir. Erkeklerin çözüm odaklı planlamalarıyla, kadınların empati ve ilişki merkezli yaklaşımları birleştiğinde, daha dengeli kararlar alınabilir. Toplumsal huzurun da bireysel mutluluğun da temelinde bu tür bir basiret yatıyor.
Okuyucuya Samimi Bir Davet
Şimdi size soruyorum: Sizce basiretli olmak, daha çok analitik hesaplarla mı ilgilidir, yoksa insan ilişkilerindeki küçük ama önemli detayları fark etmekle mi? Hiç “Keşke o anda daha basiretli davransaydım” dediğiniz bir anınız oldu mu?
Yorumlarda kendi hikâyelerinizi paylaşın. Belki de hepimizin basiret serüveni, başkalarının gözünden bakınca çok daha eğlenceli ve öğretici hale gelir. Çünkü bazen birinin “basiretsizliği,” diğerine kahkaha dolu bir öğreti olabilir.