Platonik aşkı yüceltmekten yoruldum. “Uzaktan sevmek” çoğu zaman cesaret eksikliğinin romantikleştirilmiş adı. Evet, kulağa şiir gibi geliyor; ama pratikte, platonik âşık çoğunlukla kendi yazdığı bir masalın başrolünde, gerçek kişiyi nesneleştiriyor, sorumluluktan kaçıyor ve “yarım kalmışlık” duygusunu kültleştiriyor. Bu yazı, “Platonik âşık ne yapar?” sorusunu kutsal sayılara değil, çatırdayan gerçeklere yaslayarak tartışmak için.
Platonik âşık ne yapar? Mitler, mazeretler ve çıplak gerçek
Platonik âşık, çoğu anlatıda “asil” ve “fedakâr”dır. Oysa pratikte şu döngü sık görülür: uzaktan izleme → zihinde büyütme → küçük işaretleri abartma → itirafı sonsuza dek erteleme. Bu döngü, romantik bir masal değil; konfor alanı. Konfor alanı da sevgi değil, kontrol yanılsamasıdır.
Peki bu kadar kesin konuşmak haksızlık mı? Hayır. Çünkü soruyu tersine çevirelim: Bu ilişki modelinde karşı tarafın rızası, söz hakkı, özne oluşu nerede? Idealize edilmek, sevilmekle aynı şey değildir; birini sevdiğini sanıp içindeki ideali sevmek çoğu kez incelikli bir bencilliktir.
“Cesaret” yerine “mesafe”: Ertelemenin romantikleştirilmesi
Platonik aşkın en büyük tezgâhı ertelemedir. “Doğru zamanı bekliyorum.” Hangi doğru zaman? Aslında beklenilen, reddedilme ihtimalini sonsuza dek kapıda tutan güvenli bir bekleyiş. Erteleme, kalbin frenidir; ama fren çekili kaldıkça motor yanar.
Provokatif soru: Gerçekten seviyor olsan, karşılıkla birlikte gelen belirsizliğe, kırılmaya, yetişkin diyaloglara girmeyi göze almaz mıydın?
İdealize etmenin yan etkileri: İnsan değil, vitrin sevmek
Platonik âşık çoğu zaman şu dört hatayı yapar:
- Seçici algı: Karşı tarafın uygunluk sinyallerini abartır, olumsuzları yok sayar.
- Yüklemeli kahramanlık: Kendi sessizliğini “soylu sabır” diye pazarlarken karşı tarafı “kurtarılacak” figüre indirger.
- Fantazi bağımlılığı: Senaryolar gerçek temasın yerini alır; diyalog ihtiyacı “story bakma” ritüellerine dönüşür.
- Sınır bulanıklığı: “Onu düşünmek benim özgürlüğüm” diyerek karşı tarafın açık rızası olmadan duygusal yatırım büyütülür.
Bu tablo, aşkın onurunu değil, tek taraflılığın konforunu besler.
“Platonik âşık ne yapar?” sorusunun rahatsız eden cevapları
1) Kurgular üretir, kanıt toplar, sahaya çıkmaz
Herkesin görebileceği basit gerçek: Düşüncelerin gürültüsü, bir “merhaba, bir kahve?” cümlesinden daha yüksek. Fakat cümle kurmak risklidir; hayal kırıklığını mümkün kılar. O yüzden platonik âşık, hayal kırıklığından kaçmak için hayale sarılır.
Sorulması gereken soru: Hayal kırıklığı mı daha ağır, yoksa hiç denememenin kronik pişmanlığı mı?
2) Sorumluluğu evrene havale eder
“O da beni anlıyor, enerjimiz tutuyor.” Güzel; ama enerji, eylemle teyit edilmediğinde sadece öznel bir duyumdur. Yetişkin ilişkiler, açık niyet ve sınır bilgisi ister. “Evren” mazereti, çoğu kez yetişkinliğin ertelemesidir.
3) Kendi değerini beklemeye bağlar
“Bir gün o da fark edecek.” Bu cümle, özsaygının ipotek edildiği andır. Değer, dış onayın gecikmiş mucizesi değil; açık iletişim, karşılıklılık ve sınır koyma kapasitesiyle inşa edilir.
Karşı argümanlar: “Ama platonik aşk zarif bir duygudur!”
Evet, hayranlık zarif olabilir. Kimse duyguyu suçlamıyor; mesele, duygunun yönetim biçimi. Hayranlık, karşı tarafa saygı ve kendine özenle birleştiğinde olgunlaşır; sessiz idealizasyonla mayalandığında ise kişiyi gerçek ilişkilerden uzaklaştıran bir kaçışa dönüşür. Romantizmin şiiri güzeldir; fakat hayatın düzyazısı, konuşmayı ve netliği ister.
Ne yapılmalı? (Evet, kavga çıkaracak kadar net konuşuyorum.)
1) Gerçeği adlandır: “Platonik” mi, yoksa “erteleme bağımlılığı” mı?
Kendine dürüstçe sor: Duygun seni büyütüyor mu, yoksa süründürüyor mu? Eğer ikinciyse, romantik ambalajı yırt.
2) Görünür ol: Net, kısa, saygılı bir teklif
Uzaktan yanıp tutuşmak yerine, ölçülü bir netlik: “Seni daha yakından tanımak isterim; bir kahveye var mısın?” Bu cümle, hem rızayı merkeze alır hem de sis perdesini dağıtır. Cevap “hayır” ise, bu da bilgidir; özgürleştirir.
3) Fanteziden veriye geç: Davranışa bak
Sinyalleri romantik filtreden değil, davranış çıpasından oku. Mesajlara dönüş hızı, planlara katılım, eşit çaba… Bunlar veri. Veri, masalı değil, gerçeği sever.
4) Sınır koy ve vedalaşmayı da bir beceri say
Karşılık yoksa, içsel monoloğu uzatmak çok pahalı: zaman, özgüven ve fırsat maliyeti. Sessiz saplantı değil, saygılı kapanış: “Benim için karşılıksız; o yüzden alan açıyorum.” Bitti. Güç budur.
Provokatif kapanış: Aşk mı, alışkanlık mı, kaçış mı?
Platonik âşık ne yapar? Çoğu zaman, eylemsizliğini şiirle savunur. Oysa aşk, risk almadan büyümez; karşılıklılık, cesaret ister. Sor kendine: Romantizmi kalkan yapıp hayatı ıskalıyor olabilir misin? Bugün —evet, bugün— ya sahaya çık, ya da onurlu bir vedayla alanını geri al. Çünkü sevgi, gizlenenin değil, görünenin yanındadır.